İlklerin grubu maNga
Mtv Ödüllü , Eurovision ikincisi alternatif Türk Rock grubu maNga, 2001 yılında Ankara’da kuruldu. Barlarda çaldıkları dönemde izleyicinin cover dinleme alışkanlığı kıran beste gruplarının başında geldiler ve isimlerini underground olarak diğer illere duyurmaya başladılar.
2002 yılında televizyonda canlı yayınlanan bir müzik yarışması ile tüm Türkiye’nin dikkatini çektiler. Gelen albüm teklifleri üzerine ani bir kararla 2003 yılında İstanbul’a taşınan grup 2004 yılında ilk albümlerini yayınladı. Grubun kendi ismini taşıyan albüm tüm zamanların en çok satan rock albümleri arasında yerini alarak altın plak ödülü başta olmak üzere sayısız ödül getirdi.
Animasyon karakterleri Spa ile birlikte televizyon tarihinin o zamana kadarki en başarılı animasyon klibini yaptılar. Hit şarkıları “Bir Kadın Çizeceksin” tüm ana haberlerde adından bahsettirerek aylarca listelerin zirvesinde yer aldı. Ardından Türkiye turnesine çıkan grup yurt dışından da teklifler almaya başladı.
2005 yılındaki maNga+ adlı ara çalışmalarının ardından, 2006 yılı maNga’nın yurt dışında da dinleyici kitlesi yaratmaya başladığı yıl oldu. FİFA 06 resmi soundtrack albümünde “Bir Kadın Çizeceksin” ile yer aldıktan sonra dünyanın en büyük açık hava festivallerinden bir tanesi olan Sziget’ten davet alıp, sahne alan ilk Türk sanatçısı ünvanını kazandılar.
Uzun turne yıllarının ardından stüdyoya giren grup, daha sonra klasikleşecek olan “Şehr-i Hüzün” adlı albümünü 2009 yılında yayınladı. Ardı ardına hitler çıkaran albümün hemen ardından gelen Mtv müzik ödülleri ile maNga, dünya müzik sektörünün bir kez daha dikkatini çekti. Danimarka Sony grubu Kopenhag’a davet ederek bir single anlaşmasına imza attı. Avrupa’nın yine önemli bir Açıkhava konser alanı olan Tivoli Park’ta unutulmaz bir konser verdiler. Dünya genelinde yayınladıkları “Fly to Stay Alive” parçaları Mtv Adria ve Mtv İngiltere’de listelere girmeyi başardı. O sıralarda yine bir ilke imza atarak, dünya genelinde bilgisayar oyunu olan ender gruplardan bir tanesi olmayı başardılar. Zombirock isimli oyun ile her bir grup üyesi modellenerek sanal alemdeki oyun dünyasında boy gösterdi.
2010 yılında Türkiye Eurovision’a maNga ile katılma kararı aldı. Oslo’da “We Could be the Same” şarkısı ile tüm dünyaya birlik mesajı göndermekle kalmayıp, Türkiye tarihinin en önemli global başarılarından bir tanesine imza atarak ikinci oldular. Ardından uzun bir süre Türkiye ve Dünya’da konserler vermeye devam ettiler. Sırbistan’dan Çin’e kadar uzanan bu yoğun konser trafiğinin ardından SXSW ve CMJ gibi Amerika’nın en büyük festivallerinden davetler alarak ünlerini genişlettiler.
2012 yılında e-akustik adlı albümleri ile biraz sakin bir dönem geçirmek isteyen grup, kendi müziklerinde de bir arayışa girdiler. Aylarca kapandıkları kendi stüdyolarında 2014 yılında “Işıkları Söndürseler Bile” albümlerini kaydettiler. Bu albüm grubun doğaçlamalar da içeren önemli bir evrim dönemine işaret eder.
Yıllar geçtikçe hayran kitlesini genişleten grup Türkiye’nin en başarılı performans gruplarından bir tanesi olarak sayısız festival ve konserde izleyici ile buluştuktan sonra Demir Demirkan prodüktörlüğünde tekrar stüdyoya girdi. maNgaX olarak paylaşacakları maXisingle ile sonbaharda çıkacak olan 5. Stüdyo albümlerinin de ipuçlarını veriyorlar. Talent İstanbul menajerliğinde yoluna devam eden maNga, yeni şarkılarını içeren büyük bir sahne şovu hazırlığı içerisinde yazı karşılamaya hazırlanıyor.